28 Ekim 2015 Çarşamba

O Gün Spil.

İzmir’de hava yavaştan soğumaya başladı. Benim açımdan, üşüyüp yaşadığımı hissetme arzusunun tam da baş kaldırdığı mevsimdeyiz. Bugüne kadar gerçekten üşüdüğümü tam anlamıyla hissettiğim yegane yer Spil. Kendisi Manisa’ya bağlı bir dağ. Dağın zirvesindeki ağaçlık ve serin alan piknik alanı olarak değerlendirilmiş. İzmir’e de oldukça yakın.
Benim için tüm şartlar hazırdı. Mini bir geziye karar verdik. Bu minik gezide biz ilk olarak Manisa’nın merkezine uğradık. Biz meselesine gelecek yazılarımda veya kendimi tanıtmaya çalıştığım bir yazıda değineceğim.
Manisa tabiri caizse padişahlar şehri. Osmanlı tarihine merakınız varsa gezecek çokça yer bulabilirsiniz. Bizim çok merakımız olmadığından gezmeyi düşünmedik. Kahvaltı faslını hızlıca geçip Spil Dağı’na doğru yol aldık.
Spil Dağı’na çıkmak yolları ve yüksekliği açısından biraz korkutucu olabiliyor. Ancak çıktıkça bazı manzara noktalarında duruyorsunuz ki tadına doyulmaz. İzmir’i, Manisa’yı kuşbakışı görebileceğiniz farklı manzara bölümleri var.
Uzunca bir yolu ve virajı geçtikten sonra dümdüz zirveye varıyorsunuz. Tertemiz bir havası ve muhteşem bir tabiatı var. 


Spil İzmir’e göre epey serin bir yer. Kışın ortalarına doğru giderseniz İzmir’de hasret kaldığınız kar yığınları arasında gönlünüzce yuvarlanabilirsiniz. Yani yuvarlanmanın dışında daha normal şekillerde kar topu falan da oynayabilirsiniz. Ben bu konuda normal kalamıyorum.
Piknik alanında çok güzel mangal alanları yapılmış küçük kamelyalarda masalar var. Orada ızgara yapabilirsiniz. Soğuk ve yürüyüş oldukça acıktırıyor insanı. Benim özellikle karlı günlerdeki favorim basit ama lezzetli sucuk ekmek. Böyle konularda oldukça sıradan önerilerim var sanırım.
Spil Dağı’na çıkarken ayrıca önemli bir mitolojik yapının önünden geçiyorsunuz: Niobe yani Ağlayan Kaya. Ağlayan Kaya ile ilgili Atlas Dergisi’nin bir ekinde okuduğum mitolojik hikayeyi paylaşmak istiyorum;
‘…Spil Dağı zirvesinin bir ova gibi dümdüz oluşundan adeta bir ada. Kayıp Atlantis’i ağırlayıp ağırlamadığını, sonra nasıl kaybettiğini bulmak hayal gücüne bağlı. Nuh’un gemisinin kalıntılarını arayan pek çok insan gibi, Spil Dağı’nda Atlantis’i arayan pek çok gezgin var. Ama Spil dağı başka bir mitolojik hikayeye daha sahiptir, Niobe.
Söylence Sipysoslu (Manisalı) Prenses Niobe’yi çok güzel olarak anlatıyor ve o söylencede Niobe kendisi kadar güzel Amphion ile evleniyor. Amphion Thebai’nin kralıdır. Niobe Spil Dağı’nda yaşıyor. Tek dostu çocukluk arkadaşı Leto’dur.  Niobe asil ne var ki ölümlüdür. Leto ise ölümsüzdür. Niobe kral olan eşinden hamile kaldıktan sonra Leto da tanrıların en kudretlisi olan Zeus’tan hamile kalmış. Ölümsüz Leto Zeus’un ikizlerini dünyaya getirmiş. Biri kız biri erkek olan bu iki kardeş Apollon ve Artemis’tir. Ok atmakta, yay tutmada kendilerine rakip tanımayan bu ikiz kardeşler anneleri Leto’ya hep saygılı davranmışlar. İnsanlar arasında da adlarına şölenler düzenlenen, sunular yapılan bu kardeşlerden Apollon gümüş bir yay Artemis ise altın bir yay kullanırmış. Leto ikizleri ile mutlu bir hayat sürerken ve insanlardan dini anlamda saygı görürken Niobe de kendi çocuklarıyla hayatını sürdürüyormuş.
Niobe’nin altısı kız, altısı erkek olmak üzere 12 çocuğu olmuş ve bu 12 çocuk gerek annelerine saygıları gerek güzellikleri ile Spil Dağı çevresinde ünlenmişler. Onları her gören çocukları övmeye annelerini tebrik etmeye başlıyormuş. Bu ardı arkası kesilmeyen iltifatlar Niobe’nin hoşuna gidiyormuş. Belli bir zaman sonra Niobe de babası Tantalos gibi kendinden büyük laflar etmeye ve tanrılar hakkında ileri geri konuşmaya başlamış.  Niobe kendi doğurganlığ ve bereketiyle o kadar övünmeye başlamış ki artık eski alçak gönüllülüğünden eser kalmamış.
Bu alaycı tavırlardan en çok payını alan ise çocukluk arkadaşı Leto’ymuş. Niobe; “Benim altı oğlum, altı kızım var seninse yalnız iki çocuğun; Apollon, Artemis” diyerek Leto’ya karşı böbürlenmiş. Ölümlüler arasında saygı gören Leto’nun itibari Niobe’nin tavırları ile azalmaya başlamış. Keskin nişancı ikizler; Apollon ve Artemis annelerinin tanrısal kimliği ile alay eden Niobe ‘ye karşı korkunç bir öfke beslemeye başlamışlar. Bunun sonucunda Niobe’nin çocuklarını birer birer öldürmüşler. Niobe duyduğu derin acıyla taş kesilip kaya olmuş. İşte mitolojinin Spil’deki Niobe’si bizim bugün o dağda gördüğümüz, başı öne eğik ağlayan bir kadını andıran kaya kütlesidir.’
İlk anlatım için şimdilik burada kalıyorum, İzmir yakını huzurlu yerleri paylaşmak için yazmaya devam edeceğim, sevgiler. 




0 yorum:

Yorum Gönder

 

İki İzmirlinin Mini Gezileri Template by Ipietoon Cute Blog Design